30 Eylül 2013 Pazartesi

DRESDEN
Dresden,  Almanya'nın Saksonya eyaletinin merkezi .
Elbe Nehrinin kenarında kurulan Dresden'e "Elbe'nin Floransa'sı" da denirmiş.Floransa'yı gören biri olarak bu konuya hiç girmeyelim derim :) 
Şehir II. Dünya Savaşı'nın son günlerinde (13-14 Şubat) bombalanmıştır. Bütün savaş boyunca açık şehir olmasına ve bir tek saldırı almamasına rağmen savaşın sona ermesi ve Almanya'nın teslim olması ve bombalanan İngiliz şehirlerinin intikamı için müttefik devletlerin bir taktiği olarak saldırıya uğramıştır. Bombalanma sonucu Alman kaynaklarına göre 230.000 kişi ölmüş...Ayrıca eski şehrin tamamı yıkılmıştır ve bir masal şehri olarak isimlendirilen Dresden harabeye dönmüştür. 
İkinci dünya savaşının son günlerinde İngiliz ve Amerikan güçlerinin gerçekleştirdiği 2 gün süren şiddetli bombardıman , savaş sırasında hasar görmemiş şehirlerden olan Dresden’i yerle bir etmiş....

102 m. uzunluğunda 24000 adet porselenden oluşmuş.. Dük alayı isimli eserde Saksonya hanedanlığına hükümdarlık yapmış 35 kralı görüyoruz. 

Frauenkirsche Kilisesi
1726-1743 yılları arasında: mimar Baehr tarafından tasarlanarak yapılmıştır. Dönemin en önemli “Protestan” kilisesidir. Barok mimarinin en güzel örneklerindendir. “Taş çan” şekli nedeniyle, kiliseye, bu isim verilmiştir.
 


Turist gezdiren at arabaları 

Frauenkirche ( Meryem Ana Kilisesi ) gerçekten bir mimari başyapıt.İç mekan etkileyici, mistik....Protestan kilisesi 

Kahvemizi içtiğimiz DRESDEN 1900 cafe, gastronomi müzesi..



Tarihi dokusuyla gerçek bir masal şehri gibi görünen Dresden , hem yıkılarak hem de kullanıldığı sanılan fosfor bombaları nedeniyle günlerce yandı. Binlerce kişinin hayatını kaybettiği şehir savaşın acılarını unutmadan ancak yaralarını sararak ayağa kalkmak için yıllarını verdi. 

Altmarkt  Gallerie
Appple store'da wi-fi free idi.Eh, epey kaldık. Nord Fish'de öğle yemeğimizi yedki ve ALDI marketten bol bol çikolata aldık.


Dresden bugün , eski halinin orijinaline sadık kalarak gerçekleştirdiği yeniden yapılanmış yüzüyle Almanya’nın turist çekim merkezlerinin arasında en önemlilerinden sayılıyor.

Rivayetlere göre “kim Dresden’e bir kez gelirse, mutlaka bir kez daha gelir” 

Elbe nehri kıyısında kurulu Dresden , 1700’ler de başladığı ve sonrasında yaşadığı en parlak dönemlerinden olan Saksonya Krallığının Başkenti olarak geçirdiği günlere geri dönmüşe benziyor


Gidin, gezin, görün tavsiye edilir
sevgiler

26 Eylül 2013 Perşembe

TEREZİN
Terezin, 18.yyın sonunda Prusya’ya karşı krallığın korunması için İmparator II. Joseph tarafından inşa edilmiş eski garnizon kasabasıdır.18 yy.ınsonunda ise  tamamen değiştirilmiş ve II. Dünya Savaşı sırasında nazilerce "Toplama kampı"(ve son varış noktaları Nazi’lerin Auschwitz toplama kampı olan Yahudiler için bir geçiş kampı olarak kullanıldı).haline getirilmiş.  Savaşın sonuna kadar 150.000 Yahudi Terezin’den geçmiş ve diğer 35.000’i hastalıktan ve açlıktan ölmüştür. Aynı zamanda Almanlar, Kızıl Haç ziyaretçilerini bunun gelişen bir kültürel ve  ticari merkez  olduğuna ikna ederek Terezin’i saptırılmış propaganda amaçlarıyla kullanmışlardır. Şimdi Terezin, binlerce Yahudi’nin öldüğü İkinci Dünya Savaşı’nın karanlık geçmişini anımsamaktadır.
 Girişteki mezarlık
 Yahudilerin bulundugu mezarlik

Mezarlar sembolik, ölüler zamanla o kadar cok oluyor ki yakilarak yok ediliyor külleri savruluyor
Sembolik mezar, yahudi geleneğinde mezari ziyaret edenler taş bırakiyormuş çicek yerine...
 I.Dünya Savaşı'nı başlatan olay" Avusturya tahtının veliahdı Arşidük Franz Ferdinand ve eşi Hohenburg Düşesi, 19 yaşındaki Sırp milliyetçisi Gavrilo Princip tarafından 28 Haziran 1914'te Saraybosna'da öldürülmesi"dir. Gavrilo Princip te bu Toplama Kampında kalmıştır.
 "Çalışmak özgürlüktür" yazısı insanları çalışma konusunda iyi motive ettiklerini gösteriyor. Herkes günde 15 saat çalıştırılıyormuş. Iyi ve sıkı çalışırsa evine dönebileceğine inanmak istiyordur heralde insan o sartlarda.
Avludaki Özgürlük Çanı  

"Hayat Güzeldir" filminin ranza sahneleri burada çekilmiş.

Gördüğünüz bu yatakhaneler aslında 20-30 kişi için tasarlanmış. Ancak bu koğuşlarda 150’şer kişi yatmak zorunda kalmışlar. Yataklara sığamayınca da mecburen yerlerde yatmışlar. 150 kişiye sadece 1 tuvalet… Günlük ekmek hakları 500 gramlardan 250 gramlara kadar düşmüş. Ve patates çorbası dışında da pek bir şey yiyememişler.  
 Terezin, Nazi kamplarının içerisinde şartları en iyi olanı. Sebebiyse burasının daha çok bir toplama ve dağıtma kampı olması. Yahudiler ilk olarak burada toplanarak, buradan diğer kamplara ya da Nazi mahkemelerine sevk edilmişler.
 Kampın içindeki müzede zayıflıktan kemikleri sayılan insanlar, dışkılar içerisinde ölülerin fotoğrafları ve marifetli kadınların yaptığı elişi oyuncaklar, çantalar, süs eşyaları sergileniyor ve insanin ici bir kez daha parçalanıyor. 

 Kampa 156 bin kişi gelmiş, 118 bini ölmüş. Burası yoğun sirkülasyonun olduğu geçiş kampı gibiymiş. Çalışma performansı düşenler, çocuklar, yaşlılar ya da hastalananlar Auschwitz kampına gönderiliyormuş; yeni gelen esirlere yer acmak icin ölüme gönderiliyorlar kısaca. 

sözün bittiği yerdeyiz....
GRİNZİNG
Grinzing adını, ev yapımı şarapların üretildiği Viyana'nın merkezine yaklaşık 15-20 dakika uzaklıkta bir bölge olarak duyurmuştur.Buradaki küçük ve şirin evlerin kiminde halen taze şarap üretimi yapılmakla birlikte kimileri de restoranlara dönüştürülmüş.Biz Heuriger Weingut Reinprecht'a gittik.Yerel Avusturya klasik müziklerini dinleyip, ünlü şinitzelin tadına baktık.İçtik, güldük, eğlendik. Güzel bir geceydi 
 Bu mekan Dünyadaki en büyük tirbüşon koleksiyonuna sahipmiş :)
 Mekanın sahibi de sıkı kolleksiyonermiş....






Akordeon ile keman eşliğinde iki kişilik orkestra başladı çalıp söylemeye."Üsküdar'a giderken" i Orta Avrupa'da ki tüm turistik mekanlar repertuarlarına almışlar....


Orijinal şinitzel domuz etinden yapılıyor.Biz tavuk şinitzel istedik.Tabii yanında kırmızı şarap, beyaz şarap ve üzüm suyu ile
Tavsiye eder miyim? Evett
Üff daha yazacak çok şey var.
2013 Temmuzunda Ets tur ile çıktığımız Orta Avrupa turu gezi notlarının devamına kadar sevgiyle kalın

24 Eylül 2013 Salı

VİYANA
"Economist Intelligence Unit" (EIU), yıllık olarak yayımladığı "Dünyanın en yaşanabilir şehirleri" listesinde Yaşama koşulları, siyasi ve sosyal istikrar, suç oranı, sağlık hizmeti, kültürel aktiviteler, çevre, eğitim ve altyapı gibi konular dikkate alınarak yapılan sıralamada, 2. sırada  yer almış bir şehir...
Klasik müzik, vals, balolar ve dünyaca ünlü kafeler; Viyana’yı anlatmak için kullanılması gereken kelimeler belki de...Bu şehirde geçmişle bugün uyum içinde yaşamakta...

 Tuna'da yüzme havuzu :)

Ulusal Kütüphane

HOFBURG Sarayı-Yapı olarak, sonradan da eklenen binalar ile, pek çok kısımdan meydana gelen bir kompleks . İmparatorluk hanedanının kışlık sarayı olarak kullanılırmış.
İspanyol Binicilik Okulu kubbesi

Giriş kapısının zarif ferforje detayı...Dantel gibi...
 
Vebadan ölenlerin anısına yapılan heykel...

Sacher torte+cafe melange...Viyana'da tadına bakılması gerekenlerden... Viyana'nın meşhur "sachertorte" sini yemeden olmazdı tabii ki. Orjinali, Sacher Oteli'nin girişinde bulunan Cafe Sacher'de yapılıyor. Güzel bir ortam, kesinlikle tavsiye ederim :) Bu pasta imparator için yapılmasıyla ünlü ve Viyana'nın sembolü sayılıyor.

Viyana Opera binası


Schönbrunn Sarayı'nın önünde dans gösterisi yapan gençler

Schönbrunn Sarayı'nı fayton ile gezmek istemiştim ama 4 kişi 65 euro olunca, kişi başı 7 euroya ring yapan küçük trenle gezmek kısmet oldu.Trende herkesin eline bu küçük kaşelerden vurdular. 10 numaralı istasyonda sarayın muhteşem kuşbakışı manzarasıyla karşılaşıyorsunuz.
Burggarten'de Mozart


Kuntshistorisches Müzesi-Sanat Tarihi Müzesi 

Giriş ücreti: 19 yaş altı free, diğerleri 14 euro

Stephansdom-Aziz Stephan Katedrali Viyana'nın en önemli simgesi

Schönbrunn Sarayı'nın bahçesinin tepesindeki yapıya(Gloriette) çıkıp içerdeki kafede mola verip tepeden sarayın etkileyici görüntüsünü seyredebilirsiniz.
Schönbrunn Sarayı-İmparatoriçe Maria Theresa tarafından 1754'te yaptırılmış. Maria Theresa 16 çocuğuyla birlikte burada yaşamış. 1772' te 6 yaşındaki Mozart'ı huzurunda piyano çalması için buraya davet etmiş. Sarayın 1400 odası var. Eeee Maria Theresa'ya da bu yakışır :)

Schönbrunn Sarayı-Gloriette
Schönbrunn Sarayı-sarayın arazisi icinde bir Schönbrunn Zoo var,dünyanın en eski hayvanat bahçesi,kurulus tarihi 1752.
Kuntshistorisches Müzesi

Hofburg İmparatorluk Sarayı
Başta Habsburg hanedanlığı olmak üzere Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun birçok önemli kişisine ve hanedanına ev sahipliği yapmıştır. Hofburg Sarayı daha çok kışlık malikane olarak kullanılmıştır.
Fransız Kraliçelerinden Marie Antoinette Hofburg Sarayı'nda dünyaya gelmiştir

Viyana gezimizin en büyüleyici anlarından birini deı gittiğimiz konserde yaşadık. Şehrin her yerine işlemiş Mozart, Beethoven ve Haydn’ı dünyaca ünlü orkestraların performansıyla yine dünyanın en ünlü salonlarında dinlemek inanılmaz bir deneyimdi.

Viyana'da Gustav Klimt'in Öpücük adlı eserine sık sık rastlarsınız.Ayrıca Mozart isminin kullanıldığı pek çok hediyelik ürüne rastlarsınız.
Viyana'yı anlatırken tabii ki Kartner Strasse'yi anlatmadan geçmek olmaz. Caddenin ortasında, kafeler var.. Bu caddede: geleneksel Viyana marka firmalarının ve uluslar arası bir kısım marka firmaların satış mağazaları var. Cadde üzerinde, yerel pandomin sanatçılarını görürsünüz.Biz Aşağıya fotoğrafını eklediğim Prag'da da rastgeldik.Bizi mi takip etti ne???

Gittik, gezdik , eğlendik.2 gece kaldık.Yetti mi derseniz, yetmez...Bir daha ki sefer daha uzun kalmak gerek